İnternetten Yeni Müşteri Bulmak İçin En Etkili Yollar
İnternetten yeni müşteri bulmak çoğu zaman bilinçsiz ve tecrübesiz işletme sahiplerinde kafa karıştırıcı sorular ile karşı karşıya bırakabiliyor:
Önce ne yapmalıyım, nereden başlamalıyım?
Hangi reklam mecrasına para ödemeliyim?
Hangi sosyal medya mecraları benim markam için en iyisi?
Online müşterilerim beni nasıl bulacak? Ve daha nicesi…
Başladığınız iş her ne olursa olsun tam olarak doğru yerden başladığınızdan emin olmakta fayda var. Harcadığınız zaman her şeyden daha önemli – sonuçta yapmanız gereken şey dijital pazarlama dünyasında kendinize bir yön bulmak değil, işletmenizi yönetmek, değil mi? Bu yüzden de internetten yeni müşteri bulmanın pratik ve etkili yöntemlerini sıralayan bir listeye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum. Hazırladığım bu liste ile amacım potansiyel müşterilerinizin sizi bulması, akabinde de onlarla bir ilişki kurmanız ve onları ürün ve hizmetlerinize çekebilmeniz.
Arama motoru optimizasyonu (SEO) çalışmalarından faydalanarak görünürlük kazanın.
Halihazırda bir websiteniz olduğunu varsayıyorum. Bir websitesi ve tercihen bir blog (Üçüncü adımda daha detaylı inceleyebilirsiniz) kurduktan sonra atmanız gereken en önemli adım bu websitesi ve blog için SEO çalışmaları başlatmaktır. Hedef kitlenize ve potansiyel müşterilerinize ulaşmak için her şeyden önce bu hedef kitlenin ve potansiyel müşterilerinin barındığı yerlerde görünür olabilmektir. Online dünyada görünür olmak ise doğrudan arama motoru optimizasyonundan geçer. Potansiyel kullanıcılarınızın sizi arama motorlarında bulabilmesi için websitenizin, blogunuzun ve istisnasız her bir içeriğin optimize olması gerekir. Her ne kadar kapsamlı bir kavram olan SEO’yu tek bir paragrafta açıklamak mümkün olmasa da doğru bir SEO çalışmasının temel taşlarını oluşturan faktörlerden bahsetmeden olmaz. İçeriğinizin özgün ve anahtar kelime odaklı olması, sitenize gelen ve sitenizden giden kaliteli linklerin olması, website altyapısı ve sayfaların yüklenme hızı, SEO çalışmalarınızı yakından etkileyen faktörlerden yalnızca birkaç tanesi. Alanında profesyonelleşmiş bir dijital pazarlama uzmanı ile birlikte yürüteceğiniz arama motoru optimizasyonu çalışmalarınız, doğru hedef kitleye doğru zamanda ulaşmanız için atabileceğiniz en doğru adım olacaktır.
Anahtar kelime araştırması yapın.
SEO süreçlerinden bağımsız düşünülemeyecek en önemli faktörlerden bir tanesi de anahtar kelime araştırmasıdır. Bildiğiniz gibi internet kullanıcıları herhangi bir arama yaptıklarında arama motorlarına girdikleri anahtar kelimeler sonucunda arama motorları, bu kelimeler ile en alakalı olan sonuçları göstermeyi hedefler. İşin aslı şu ki iş alanınıza bağlı olarak aklınıza gelebilecek her tür kelime bir anahtar kelime olabilir. Burada önemli olan işinizin doğasına en uygun anahtar kelime öbeklerini seçip arama motorlarının onları görmesini sağlamak.
Anahtar kelime seçimi yaparken dikkate alınması gereken birkaç önemli faktör var. Her şeyden önce seçtiğiniz anahtar kelimelerin işiniz, sektörünüz ve ürün ve hizmetlerinizle birebir bağlantılı olması gerekir. İkinci en önemli faktör de seçmiş olduğunuz bu kelimelerin getirdiği trafik, başka bir deyişle aranma hacimleri. Bu noktada kurmanız gereken en önemli denge, rekabeti ve aranması yüksek olan kelimeler ile onları ne kadar özelleştirdiğiniz. “Doktor” kelimesinin aranma hacmi devasa olabilir, ancak daha düşük aranmaya sahip olan “İstanbul’da göz doktoru” öbeğinin sizi üst sıralarda çıkartma olasılığı daha yüksek, değil mi? Küçük bir ipucu: Doğru ve verimli anahtar kelime seçimi için Google Adwords arayüzünden faydalanmaktan çekinmeyin.
Anahtar kelimelerinizi belirledikten sonra atmanız gereken önemli bir adım daha var. SEO süreçlerinin anahtar kelimelerden bağımsız olarak düşünülemeyeceğini daha önce söylemiştim. Şimdi bu anahtar kelimeleri SEO süreçlerinizle harmanlama zamanı. Anahtar kelimelerinizi sayfalarınızın URL’lerinde, başlık etiketlerinde, meta açıklamalarında ve içeriğin alakalı yerlerinde kullanmaya başladığınız an doğru yoldasınız demektir.
Web sitenizin bir blogu olsun.
Online müşteri çekmenin en etkili yollarından bir tanesi de bir bloga sahip olmaktır. Blogu bir satış ya da ticaret kanalı olarak düşünmenizi tavsiye etmem. Bir bloga sahip olmak ve düzenli olarak blog postları çıkmak aslında işinize duyduğunuz tutkunun bir dışa vurumu olarak algılanmalı ve online dünyada işinize ilgi duyan kullanıcıları kendine çekmeli.
Uzmanlık alanınızı paylaşmanın ve bir marka olarak potansiyel müşterilerinize neler vaat edebileceğinizi anlatmanın en ideal yeri kuşkusuz ki bir blog platformudur. Her ne kadar paylaşmak istediğiniz blog postları konusunda büyük ölçüde özgür olsanız da her yazı özelinde uymanız gereken ufak tefek kurallar da yok değil. Her şeyden önce blog postlarınızda ilgili anahtar kelimeleri kullandığınızdan emin olmalısınız; aksi takdirde size ilgi duyabilecek altın değerindeki o kullanıcılara asla ulaşamama ihtimaliniz doğar. Bununla birlikte blog yazılarınızın satış ve promosyon kokmamasına da özen göstermelisiniz; özellikle potansiyel müşterilerinizi yolun başından kaçırmak istemiyorsanız… Tüm bunların yanı sıra bir blog sürdürebilmenin belki de en önemli kuralı, düzenli olarak blog yazısı paylaşmaktır. Dijital pazarlama uzmanları ideal olarak haftada en az 2 blog yazısı paylaşılmasını öneriyor, benden söylemesi.
Linklerden faydalanın.
Link building olarak bilinen link inşası süreci özellikle söz konusu SEO olduğunda çok kapsamlı bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. İşin özünde sorulması gereken soru şu: Neden link building yapmalıyız? Cevap çok basit: Çünkü internet çok büyük! Ürününüz harika, içeriğiniz optimize ve sitenizin altyapısı mükemmel olsa bile Google yine de sitenizin tam olarak ne ile ilgili olduğunu algılayabilmek için daha fazla ipucuna ihtiyaç duyacaktır. Tam olarak bu noktada da linkleme yapmanız gerekir. Sitenizdeki herhangi bir ürün veya hizmet ile ilgili bir blog yazısı yazarak bu iki sayfa arasında linkleme yapmak, en basit ve en etkili link inşası yollarından bir tanesi. Bir diğer faydalı link building çalışması da otoritesi yüksek ve domaini güçlü sitelerden link almak. Tabii ki tüm bunlar burada yazıldığı gibi kolay, zahmetsizce ve şipşak olmuyor; link building süreçlerinizden verimli sonuç alabilmek için kapsamlı bir araştırma yapmanız ve süreçleri düzenli olarak takip etmeniz gerekiyor.
Sosyal medya mecralarından faydalanın.
Yeni müşteri keşfi sırasında sosyal medya yönetimi ile sosyal medya mecralarından nasıl faydalanmanız gerektiğine değinmeden önce gelmiş geçmiş en büyük sosyal medya efsanesini çürütmek isterim: “Sosyal medyada her yerde olmalısınız.” Şimdi derin bir nefes alın ve o Paylaş butonunu yavaşça yere bırakın. Başarılı ve görünür olmak için illa her zaman her yerde olmanız gerekmiyor; asıl önemli olan markanız için doğru sosyal medya ağını seçmek ve bu ağa yönelik doğru stratejiler belirleyebilmek.
Bunu yapabilmek içinde farklı sosyal medya platformlarını yakından incelemeniz, hangi platformda kimlerin vakit geçirdiğini ölçmeniz ve bu platformlardaki iletişimin ne sıklıkla yapıldığını kestirebilmeniz gerekir. Bu adımları gerçekleştirdikten sonra hangi sosyal medya mecrasının sizin için en uygun olduğuna karar verebilir ve en çok ona ağırlık vererek diğer mecralara da mavi boncuk dağıtmaya devam edebilirsiniz.
Söz konusu dijital pazarlama dünyasında online müşteri bulmak olduğunda sosyal medya kullanımının sandığınızdan da daha büyük bir önemi var. Buradaki başarı kriteri sahip olduğunuz takipçi sayısı ile değil, müşterileriniz ile sahip olduğunuz iletişimin kalitesi ile ölçümleniyor. Hangi sosyal medya mecrasını kullanıyor olursanız olur, uymanız gereken üç basit kural var: Hikayenizi anlatın, net ve anlaşılır olun, sadece işe yarayan yöntemleri kullanın. Özellikle Facebook ve Twitter, yeni müşteri kazanma süreçlerinde fazlasıyla yararlı birer sosyal mecra olduklarından ötürü onları ayrı birer adım olarak ele almayı tercih ediyorum.
Facebook’u lehinize kullanın.
Özellikle söz konusu küçük ölçekli işletmeler olduğu zaman Facebook yeni müşteri bulma ve online hedef kitleye ulaşma konusunda mükemmel bir kanal olarak karşımıza çıkıyor. Haber paylaşmak, şirketin dönüm noktalarını ve hedeflerini duyurmak, takım etkinliklerinin duyurusunu yapmak ve blogunuz da dahil olmak üzere her türlü içeriği paylaşmak için dört dörtlük bir kanal olan Facebook, özellikle markanızın adeta “kamera arkası” görüntülerini yansıtarak potansiyel müşterileriniz ile duygusal bir bağ kurmanıza ön ayak olur.
Twitter’ın yalın ve net dilinden faydalanın.
Twitter’da tweet atmaya başlamadan önce bilmeniz gereken en önemli şey, bu sosyal mecrada bulunan kitlenin 18-50 yaş arası geniş bir yelpazeden oluştuğu ve kitlenin yaklaşık yüzde 55’inin kadınlardan meydana geldiği. Facebook’taki uzun ve görsel post alışkanlığının aksine Twitter, markanız ile ilgili herhangi bir güncel gelişmeyi en hızlı ve en kısa biçimde duyurabileceğiniz mecralardan bir tanesi. Üstelik 140 karakter limiti ile sınırlandırıldığınız için ister istemez az ve öz konuşmak zorunda kalırsınız. Twitter aynı zamanda müşteri ilişkileri ve satış destek kanalları söz konusu olduğunda eşsiz bir sosyal medya ağı konumunu alıyor, zira müşteriler, marka tarafından ciddiye alındıklarını ve sorularına cevap bulabildiklerini görüyor ve marka ile duygusal bağ kurma yolunda emin bir adım atmış oluyorlar. Bingo!
İşletmeniz için e-mail pazarlaması faaliyetlerine başlayın.
Sosyal medya ağları ile sağladığınız anlık ve hızlı iletişimin avantajları bir yana dursun, e-mail pazarlamasının sağladığı getirileri de yabana atmamak gerekir. Sosyal medya postları çoğu zaman birkaç dakika içinde başka postların üzerine yığılma ve ortadan kaybolma riski ile karşı karşıya kalıyor. Ancak müşterilerinize attığınız mailler özellikle markanıza gösterdiğiniz bağlılığı ve kullanıcıların size gösterdiği sadakati ölçme açısından paha biçilemez bir kanal. Sosyal medyada yayınladığınız postların kimler tarafından görüldüğü ile alakalı çok az kontrol sahibiyken e-mail pazarlamasında mailinizi kimin görmesini istediğini keskin ve net çizgilerle belirleyebiliyor ve buna göre değerlendirme yapabiliyorsunuz. Müşterilerinizi segmente etmek, gönderilen mailing bültenlerinden anlamlı verilere ulaşmak, zaman tasarrufu sağlamak ve daha hedef odaklı pazarlama faaliyetleri ile yolunuza devam etmek, e-mail pazarlamasının size sağladığı avantajlardan yalnızca birkaçı.
İşlerinizi iyileştirmek için analitik verilerden faydalanın.
Size kötü bir haberim var: Yürüttüğünüz pazarlama faaliyetlerinin, yayınladığınız Facebook ve Twitter postlarının, attığınız mailing bültenlerinin,yazdığınız blog yazılarının ve optimize ettiğiniz web sayfalarının analitik değerlerine erişemediğiniz sürece maalesef çöpten hiçbir farkı yok. Bu acı ama gerçek olan bilgi eşliğinde topladığınız analitik verilere sormanız gereken kritik sorulara bir bakalım: Ürün kategorinizde uyguladığınız yüzde 30 indirim size ne kadar kar getirdi? Yeni kullanıcılara özel kampanyanız size kaç yeni kullanıcı kazandırdı? Facebook postunuzu paylaşan kesim kim? Blog postunuzu okuyanlar kimler? Twitter’da hakkınızda şikayet edenlerin ortak paydası ne? Bu soruları pek çok farklı faktörü baz alarak çoğaltmak tabii ki de mümkün; önemli olan doğru zamanda, doğru kanalda ve doğru bir analitik veri ölçümleme araçlarını kullanarak bu soruları soruyor olmanız ve cevaplara göre bir strateji belirlemeniz.
Yeni müşterilerinize “Hoşgeldiniz” deyin.
Ve hepimizin beklediği o kutsal an: Eğer tüm adımlara harfiyen uyup işletmeniz için ideal olan yöntemleri seçerek ilerlediyseniz, yeni müşterilerinizi karşılamaya çok yaklaşmışsınız demektir. Online dünyada yeni müşteri kazanmaya çalışırken hedefiniz bir yandan kendinizi, ürünlerinizi ve hizmetlerinizi pazarlamak, bir yandan da yeni ve potansiyel müşteri kitlenizin sizi bulabilmesini olabildiğince kolaylaştırmak olmalı. Tıpkı her ilişkide olduğu gibi djital pazarlama dünyasında da müşterileriniz ile sağlam temelli bir ilişki kurmak ve bu ilişkilerden ciddi sonuçlar elde etmek zaman alacaktır; ancak tüm bu taktikleri uyguladıktan ve sabırla bekledikten sonra sitenizin kapısına “Hoşgeldiniz” tabelası asmaya hazırlansanız iyi olur.